Müslümanlar olarak îmânımızın, güvenliğimizin ve ibâdetlerimizi huzur içerisinde yapabilmemizin teminatı olan vatanımıza sahip çıkmalı, onun muhafazası ve daha da kalkınması konusunda imkânlarımız nispetinde destek olmaya çalışmalıyız.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) bu vazife bilincini faziletiyle beraber şöyle beyân etmiştir: “Allah rızası için bir gün nöbet beklemek, dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır. Sizden birinin kamçısının cennetten işgal ettiği bir yer de, dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır.” Hadîs-i şerîfte hususan “nöbet beklemek” vurgulanmışsa da bu vazife, gücü ve imkânları nispetinde herkesi kapsar. Vazifeliler harekâtlarda fiilî olarak bulunurken diğer vazifeliler hudut boylarında nöbet tutar. Geride kalanlar da dualarıyla destek olur.
Nakşibendî tarîkatı büyükleri, tarih boyunca dâima devletlerinin yanında olmuş, devlet adamlarının muvaffakiyeti için duâ etmişlerdir. Geçmiş meşâyıhımızdan itibaren bu âdâbı hassasiyetle sürdüren İsmailağa Camiası olarak bizler de vatanımızın bütün şerlerden korunması, kalkınması, İslâm’ın liderliği yolunda atılan ve atılacak adımların, düzenlenen harekâtların muvaffakiyetle neticelenmesi için hep birlikte el kaldırmakta ve Rabbimize ilticâ etmekteyiz.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
İsmailağa Camiası ve milletimiz, bu konudaki hassasiyetlerini 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe kalkışmasında da göstermiştir. O uzun gecenin sonunda bazılarımız şehid ve gazi olurken, bazılarımız yetim, dul, öksüz kaldık veya evlâdını kaybetmiş ebeveynler, kardeşini ebediyete uğurlamış kardeşler olarak sabahladık. Acıyı hissettiğimiz ilk andan itibaren, “Biz Allah Te‘âlâ’ya aitiz ve sonunda O’na döneceğiz” hakikatini lisanımız ve hâl dilimizle kuşanmakla beraber, duâ ve niyâza sarıldık; secdeye kapanıp âlemlerin Rabbi olan Allah Te‘âlâ’ya iltica eyledik.
Devletimize, milletimize ve âlem-i İslâm’a yönelik tuzak kuran ve proje peşinde olanların bütün planlarını başlarına ma‘kûs eylemesini ve bizleri bu tür hâdiselerden muhafaza buyurmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz.