İlim Dairesi İçerisinde Bulunmak

Yüce dinimiz İslâm’ın temeli ilimdir. Rabbimizin “Oku!” emrine imtisalen tesis edilen medreseler, ilmin, usûl ve âdâbına riayetle okutulduğu müesseselerdir. “Ameller ancak niyetlere göredir” hadîs-i şerîfine göre, her amelin başı niyettir. Bu itibarla ilim tahsili de hâlisane bir niyet temeli üzerinde yükselmelidir. Aksi takdirde, nasıl ki amel edilmeyen ilim fayda vermediği gibi hâlisane bir niyet üzere tahsil edilmeyen ilim de fayda vermeyecek, bilâkis sahibini zarara uğratacaktır.

Bu hassasiyeti gözeten medreseler, ilmi, talebenin sadrına aktarırken, tahsil âdâbını da önemle aktarır. İlim, ahlâk ile bütünlük sağlar. İlim, ahlâk, sadakat ve emanet (güvenilirlik) gibi vasıflar, ilim adamında bulunması gereken elzem vasıflardır. Ulemanın peygamber vârisi olduğunu ifade eden hadîs-i şerîflerin manasını da bu anlamda düşünmek gerekir.

İlim tahsilinin gayesi, öğrenilen ilimlerle amel etmek ve ilmi insanlara aktarıp ulaştırmak, nihaî olarak da Allah Te‘âlâ’ya mânen yaklaşmaktır. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Allah’ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır; bana fayda sağlayacak ilim öğret, ilmimi artır.” şeklinde duâda bulunmuş ve bunu tavsiye etmiştir.

İlim Yolu Mukaddes Bir Yoldur

İlim yolu, herkese nasip olmayacak derecede mukaddes bir yoldur ve bu yolda bulunmak önemli bir ayrıcalıktır. Ebu’d-Derdâ (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): “Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol yahut bunları seven ol. Beşincisi olma, helâk olursun.” buyurmuştur. Bu hadîs-i şerîf bizlere, her mü’minin bir şekilde ilim dairesi içerisinde bulunması gerektiğini beyân etmektedir.

Buna göre, belli sebeplere binaen ilim tahsil etme imkânına sahip olmayanlar, âlimlere ve Allah (Celle Celâluhû) yolunda ilim tahsil eden talebelere hürmet beslemeli ve ilmî müesseselere destek olarak ilim dairesi içerisinde bulunmaya gayret göstermelidirler.