İlim En yüksek Rütbedir

Slide Ana Sayfa Talebe

“İlim sahipleri büyük bir rütbededirler, onlara yardım edenler de aynı rütbededirler. Allâh sevap vermek için bahane arıyor. Sadece para vermekle de kalmayalım. Hanımlarımızı, gelinlerimizi, çocuklarımızı medreseye gönderelim ve kendimiz de okuyalım. Cahillik bize yakışmaz, cahil adam hem kendine hem başkasına zararlıdır.” Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhû)

“İlim en yüksek rütbedir” diyen şanlı ecdadımız, bu minvalde yetiştirdiği nesil içerisinde, tarihe ismini altın harflerle işleyen birçok “Âlim” kazandırmıştır. Osmanlı’dan miras olarak değerlendirebileceğimiz, bu kutlu vazifeyi günümüze taşıma noktasında, medreselerimiz, şüphesiz ki çok muazzam bir misyonu üstlenmektedir.

“Usûlu terk eden, vusûlden mahrum olur” kaidesi gereğince, icazet aldığımız hocalarımızdan teslim aldığımız usul ve metodu, olabildiğince bozmadan ve değiştirmeden,bir sonraki Ehli-İlim nesline aktarma hassasiyeti ile hareket ediyoruz.

İlim ehli, üzerine düşen vazifeyi en kamil şekilde icra etmekten çekinmemesi gerektiği gibi, İlim ile meşgul olmayan, diğer Müslüman kardeşlerimizin, ellerinden geldiğince bu müessese ve ehlini, madden ve mânen desteklemelidir.

Onlarda ellerinden gelen imkanları seferber ederek, atalarımızdan bizlere miras kalan bu mübarek davada, hisselerini almak için adeta yarış halinde olmalıdırlar.Bu yarış halinde iken, İlim ehlinin ulaştığı sevap ve ecirlerden, eksiksiz olarak faydalanma fırsatını yakalamış olacaklardır. “Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.” (Tirmizi İlim/14) hadisi şerifi, adeta bir müjde olarak telakki edilmesi gereken bir “Ferman-ı İlahi”dir.

“Talebeler! Kafanıza dizmiş olduğunuz ilim incileri size yeter. Başınızdaki o nurlu taç size yeter. Başka bir şey arzunuz olmasın. Alçak dünyaya himmet eden neticede alçak olur. Âli himmet ol, yüksek himmetlileri Allâh sever.” Mahmud Efendi Hazretleri (Kuddise Sirruhû)